Dünya Bankası Başkan Yardımcısı Tuck, petrol fiyatları
10 Aralık 2014
Dünya Bankası Avupa ve Orta Asya Bölgesi Başkan Yardımcısı Laura Tuck, herkes gibi kendisinin de düşük petrol fiyatlarının Türkiye ekonomisine olumlu etki yapacağını düşündüğünü söyledi. Ancak bu değerlendirmesinde ‘şimdilik’ vurgusunu yapan Tuck, “Düşük petrol fiyatı yüzde 100 iyi haber değildir. Yani bu tam anlamıyla bir kurtuluş gibi görülmemeli. Çünkü şu anki düşük fiyatın nedeni petrole olan düşük talep ki bu global ekonominin daha az büyümesi demek. Bu durum daha az ihracat, daha az yatırım demek ve bundan Türkiye de nasibini alır” dedi. İthalat maliyetinin düşüşünün Türkiye için sadece cari açığın azalması anlamına geldiğini hatırlatan Tuck, “Belki bu Türkiye’ye çok kısa süreliğine bir nefes aldırır. Riskleri dengelemek için bir tampon olur, yüksek dış borç ihtiyacı, yüksek cari açık gibi güçlükler için küçük tamponlar görevi görebilir o kadar. Ama Türkiye’nin hala eğitim, inovasyon ve verimlilikte atması gereken önemli adımlar var. Türkiye bu süreci özellikle uzun zamandır dile getirdiği ancak henüz yeterince aksiyon almadığı yapısal reformları başlatmak için bir fırsat olarak görmeli” diye konuştu.
ARTIK UYGULAMA ZAMANI
Hürriyet’in haberine göre, Dünya Bankası’nın ‘Türkiye’nin Deneyimleri: Entegrasyon, Kapsama ve Kurumlar’ başlıklı raporunun tanıtımı amacıyla Türkiye’de bulunan Tuck, Hürriyet’in sorularını yanıtladı. Türkiye’deki reform sürecinin 2007’den bu yana yavaşladığına işaret eden Tuck, şöyle konuştu: “Bu konuda yetkililerin ivmeyi düşürmemek konusunda daha kararlı olmaları gerekiyor. Son olarak Hükümet’in açıkladığı 25 öncelikli alandaki eylem planı bu anlamda çok önemli. Yapısal reformların bir plan dahilinde öncelikli gündeme alınması, bunların anons edilmesi önemli ama artık uygulamaya geçmenin zamanı çoktan geldi. Bir diğer deyişle yeterince konuşuldu şimdi artık uygulama zamanı.”
ZOR BİR BÖLGEDESİNİZ
Türkiye’nin bu yıl dahil düşük büyüme aralığında bir süre daha seyredeceğini söyleyen Tuck, bölgedeki siyasi ve ekonomik gelişmelerin Türkiye’ye hem pozitif hem de negatif etkileri olduğunu belirtti. Bulunduğu coğrafi konum itibariyle Türkiye’nin stratejik önemi büyük bir ülke olduğunu da kaydeden Tuck, “Global olarak çok kolay olmayan bir zamandan geçiyoruz. Özellikle benim sorumlu olduğu Avrupa ve Orta Asya Bölgesi için önemli bir dönemdeyiz. Rusya dahil bölgedeki gelişmeler, Avrupa’daki düşük büyüme gibi tüm bu etkenlerin Türkiye üzerinde etkileri söz konusu. Türkiye’nin üzerinde durması gereken bir diğer önemli faktör, yüksek dış borç ihtiyacı. Bu ülkenin kırılganlığını artırıyor, yabancı yatırımcının Türkiye’ye bakışını etkiliyor ve elbette borçlanma maliyetlerine olumsuz yansıyor” dedi.
Hukukun üstünlüğü ve şeffaflık
Dünya Bankası ‘Türkiye’nin Deneyimleri: Entegrasyon, Kapsama ve Kurumlar’ başlıklı raporunda şu tespitlerde bulundu:
Ekonomik ilerleme sosyal açıdan kapsayıcı oldu, yoksulluk yarıdan daha fazla azaldı ve kaliteli sağlık, eğitim ve belediye hizmetlerine erişim arttı.
Geçtiğimiz onyıllarda kaydedilen istikrarlı büyüme Türkiye’yi yüksek gelirli bir ülke olmanın eşiğine getirdi, refahın toplumdaki gelir grupları arasında geniş bir şekilde paylaşılmasını sağladı. Orta sınıfın büyüklüğü iki kat arttı.
Bununla birlikte, şimdiye kadar kaydettiği çarpıcı başarılara rağmen Türkiye yüksek gelirli bir ekonominin kurumsal ön koşullarını henüz oluşturamadı.
Türkiye’nin yüksek gelire geçiş sürecini tamamlayabilmesi için, hukukun üstünlüğü, kamu hesap verebilirliği, şeffaflık, girişimcilik ve yenilikçilik iklimi gibi alanlarda iyileştirmeler yapması gerekiyor.
Türk Akımı iyi bir fırsat
Türkiye’nin stratejik önemini daha da geliştirebileceğini belirten Laura Tuck, “Örneğin enerji koridoru rolü çok önemli ve son olarak Rusya’nın açıkladığı Türk Akımı Hattı Türkiye için önemli bir fırsat. Eğer gerçekleşirse sadece Rusya’dan değil, Irak, Azerbaycan ve Orta Asya’dan da gaz taşıyabilir. Dünya Bankası olarak Enerji Bakanlığı ile bu yeni gelişmeden Türkiye’nin daha fazla yararlanması için birlikte çalışmalar yürütüyoruz” dedi.